Ceza Yargılamasının amacı hiç bir duraksamaya yer vermeden maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bu araştırmada, yani gerçeğe ulaşmada mantık yolunun izlenmesi gerekir. Gerçek; akla uygun ve realist, olayın bütünü veya bir parçasını temsil eden kanıtlardan veya kanıtların bütün olarak değerlendirilmesinden ortaya çıkarılmalıdır.

Nitekim bu husus bir Ceza Genel Kurulu kararında “amacı, maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden kurmak olan ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı demokratik bir rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde olması gereken, öğreti ve uygulamada da, "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak adlandırılan kuralın bir uzantısı olan ve Latince; "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. … Gerçekleşme şekli şüpheli ve tam olarak aydınlatılamamış olay ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti, yargılama sürecinde toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan muhtemel kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir şüphe ve başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır.” ifadeleriyle açıkça belirtilmiştir

Bir Hukuk Danışmanlık ve Arabuluculuk Ofisi olarak, ülkemizde sık rastlanan soruşturma süreçlerinin başlangıcından, kovuşturma aşamasının sonuçlandırılmasına kadar müvekkillerine titizlikle müdafilik hizmeti vermekte, maddi gerçekliğin açığa çıkması için uzman çözüm ekibiyle hukuki süreçleri yürütmektedir. Ayrıca;  uygulamacılar açısından yeni sayılan İmar Kanunu, Kültür Varlıklarını Koruma Kanunu, Kooperatifler Kanunu ile şirketler hukukundan kaynaklanan cezai işlemler hakkında bilgi ve tecrübe sahibi olan Bir Hukuk Danışmanlık ve Arabuluculuk Ofisi, müvekkillerinin yapacakları işlem veya uygulamaların ceza mevzuatlarına uygunluğuna ilişkin danışmanlık yapmaktadır.